Bazıları danışmanlık almayı ”arkadaşlığın satın alınması, sohbet muhabet” olarak yorumlar. Bu ne tamamıyla doğru ne de tamamıyla yanlıştır. Danışman ile danışanın seansta ”arkadaş” olması yeterli değildir çünkü psikoterapi hayatın yerine geçebilecek bir şey değil, hayatın giysili provasıdır. Yani psikoterapi yakın ilişki gerektirse de ilişki amaç değil, amaca giden araçtır.
Seans ilişkisinin yakınlığı pek çok amaca hizmet eder. Danışan kendini daha rahat açar, güvenli bir alan açar, toplumsal becerilerini edinir, yakın ilişki kurmada neler gerektiğini öğrenir, yakınlık kurmanın korkulacak bir şey olmadığını öğrenir, yakınlık kurmayı başarır, mesafe koymayı öğrenir. Bu yakınlık düzeyini seansta yakalayan danışan dış dünyada da yakalayabileceği umudunu taşımaya başlar, bunun beklentisini yaşamaya başlar.
Bu nedenle, danışmanlık almak ”parasını verip derdini anlatmak”tan çok daha öte bir şeydir: Hayatın provasıdır.