0 312 426 79 33

Taa Adem’le Havva’dan Bu Yana…

Adem’le Havva’dan bu yana senden ve benden önce kaç kadın ve erkek aşık oldu, kaç kişi aşk acısı çekti, kaçı aşkına kavuştu, kaçı kavuştuğu aşkıyla mutlu oldu, kaç tutku tükendi, kaç kişi benzer duyguları yaşadı, kaçının rüyaları gerçek oldu?

 

Aşk, insanın varoluşuyla birlikte ortaya çıkan bir duygu. Romeo ve Juliet, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Paris ve Helen gibi popüler karakterler aşkın en somut örnekleri. Çocukluk aşkı, okul aşkı, lise aşkı, tatil aşkı, komşu çocuğu aşkı, planotik aşk, aşk efsaneleri, aşk iksirleri, aşk cinayetleri, aşk falları, aşk acıları ve aşka dair daha neler neler… Peki aşkı bu kadar kaçınılmaz kılan ne? Peki aşkını bu kadar sevip, sonra sevdiğin aşkını dönüştürme çabalanın sebebi ne? Biz İkinci soru üzerine devam edeceğiz.

 

Senle ben bu kadar farklıyken neden beraberiz ki? Yoksa kendimde olmayan ama varlığına ihtiyacım olan özellikleri seninle mi tamamlıyorum? Biz ve ilişkimiz birbirine anahtar kilit gibi oturuyor olabilir mi? Yoksa birbirimize hiç benzemiyoruz, ayrılmalı mıyız? Yoksa hiç bir araya gelmemeli miydik?

 

Sen denizi seviyorsun, ben doğa tatilini; sen maden suyu seviyorsun, ben çay; sen gökdelen seviyorsun, ben antikkent; sen aksiyon filmi seviyorsun, ben romantik-komedi;  sen dışa dönüksün, ben içe dönük; sen kalabalık seviyorsun, ben yalnızlık; sen konuşmayı seviyorsun, ben susmayı; sen sinema seviyorsun, ben tiyatro; sen yabancı müzik dinliyorsun, ben türk pop müziği;  sen iletişimi başlatıyorsun, ben sürdürüyorum. Evet bambaşkayız ve bambaşka iki insanız.

 

Senle ben, paralel yollarda seyahat eden iki ayrı kişiyiz. Seyahat süresince molalarımız olur, kesişim noktalarımız olur; buluşuruz elbet. Bazen sen yağmur olursun ben bulut; tamamlarız birbirimizi. Bazen ben seninle gökdelenin en tepesine çıkarım yüksekten korksam bile, bazen sen benimle antikkent gezersin taş toprak içinde gezmeyi sevmesen bile. Kırmızı çizgilerimiz de olur elbet, saygı duyarız.

 

Aynı sepetin içinde iki elmayız biz seninle, ama bir elmanın iki yarısı değiliz. Olmamalıyız. İki yarımdan bir tam elma çıkmaz biliriz. Evet iki elmayız seninle; hem çok benzeriz, hem çok farklıyız. Senin benden ayrı bir elma olmana izin vermem lazım. İki ayrı elma, iki olgunlaşmış elma, iki tam elma. İki tane ”ben” olmalıyız. Seni kendime benzetmeye çalışırsam cılkını çıkarır, elma suyuna çeviririm. A-a ama bir dakika ben elma suyu istememiştim ki? Ben seni elma iken sevmiştim. Ben elma suyu değil, elma istiyorum. Bunu unutmamalıyım.

 

Seni ”ben” yaparsam, şu dünyada kendimle bile zor başa çıkarken iki tane ”ben”le nasıl baş ederim? Bu dünyaya bir tane ”ben” yeter. Üstelik seni ”oldurtarak”, bir takım operasyonlarla kendime benzettiğim için ortaya çıkan ”yapay, kopya, sahte” bir ”ben”den de hiç hoşlanmam. Ben seni doğal halinle sevdim, eğer onu istiyoduysam gider elma suyu seçerdim. Seni seçtim, seni ”elma” olduğun için seçtim.

 

İyisi mi güzel sevgilim, sen ”sen” ol, ben ”ben” olayım. Paralel yollarda yürüyoruz ya, ne mutlu bize!!!

Yorumunu Ekle